Belediye Başkanı Hasan Baltacı “Emek kazanacak!”

Belediye Başkanı Hasan Baltacı, 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı dolayısıyla düzenlenen programlara katıldı.
CHP Parti Meclis Üyesi Hikmet Erbilgin, CHP Kastamonu İl Başkanı İlke Karabacak, Daday Belediye Başkanı Selahattin Yanık, sendika başkanları ve çok sayıda işçinin katıldığı programda konuşan Belediye Başkanı Hasan Baltacı; “Buradan hepimiz adına, hak adına, adalet adına, özgürlük adına, milletin iradesi adına Silivri’de bizim için bedel ödeyen değerli yoldaşım Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına saygılarımı, sevgilerimi iletiyorum. Ve nerede olursa olsun, hiç kimsenin yalnız olmadığını bu meydanda bir kez daha belirtmek istiyorum. Ya hep beraber ya hiçbirimiz. Sonucunda her şey güzel olacak. Biz kazanacağız, emek kazanacak, adalet kazanacak.” dedi.
Kastamonu Belediyesi’nin geride bıraktığımız bir yılda yoğun bir çalışma ortaya koyduğunun da altını çizen Başkan Baltacı, konuşmasında şunları söyledi:

“İYİ Kİ VARSINIZ”
“Şunun bilinmesini çok isterim, değerli başkanım; biz konuk değiliz, mücadelenin sahibi, sizlerin yol arkadaşı ve buranın asli unsuruyuz, bileşenleriyiz.
Ben işçi arkadaşlarımın, emekçi arkadaşlarımın, memurların, gençlerin, kadınların, sevgili çocukların 1 Mayıs Emek, Mücadele ve Dayanışma Bayramı’nı kutluyorum.
Bir yıldır birlikte görev yaptığımız, bu şehrin kaldırımlarına, sokaklarına, caddelerine, parklarına, bahçelerine, bu şehrin çocuklarına, kadınlarına, geleceğine birlikte emek harcadığımız belediyemizin değerli işçileri, değerli memur arkadaşlarım; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Emekleriniz için, gayretleriniz için kendim adına, şehrim adına çok çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.”

“ÖMRÜMÜZÜN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞUNU MÜCADELE EDEREK GEÇİRDİK”
“Değerli kardeşlerim, sevgili dostlarım; ömrümüzün büyük bir çoğunluğunu bu sokaklarda yürüyerek geçirdik. Ömrümüzün büyük bir çoğunluğunu birlikte mücadele ederek geçirdik.
Bir gün dediler ki, ‘Şeker fabrikasını satıyorlar.’ İşçiler ayağa kalkmış, dedik ki: ‘Şeker vatandır, satılamaz!’ Gittik, birlikte yürüdük, onlara destek verdik.
Soma’da yerin altında 301 insan, bizim aydınlığımız için mücadele ederken hayatlarını kaybettiler. O eşlerin, o annelerin gözyaşları için mücadele ettik.
Bir gün dediler ki, ‘TEKEL’i kapatıyoruz.’ Bu Cumhuriyet’in en önemli değerlerinden birisi… Yürüdük, birlikte mücadele ettik.
Günü geldi, ataması yapılmayan öğretmenlerimiz için mücadele ettik. Günü geldi, hepimizin sağlığı için darp edilen hekimlerimiz için mücadele ettik.
Günü geldi, cüppesine ilik dikilmeye çalışılan, başı eğilmeye çalışılan avukatlarımız için mücadele ettik.
Günü geldi, cemaat yurtlarına hapsedilip hayatları karartılan çocuklarımız için mücadele ettik.
29 Ekimlerde yürüdük, Cumhuriyet’in değerine sahip çıkmak için.
23 Nisanlarda birlikteydik; ulusal egemenliğimiz için, bağımsızlığımız için.
Yine bir 19 Mayıs yaklaşıyor; tam bağımsız Türkiye için yine yürüyeceğiz, yine mücadele edeceğiz.
30 Ağustos’ta zafer için yan yana geldik.
Günü geldi, Saraçhane’yi korumak için mücadele ettik.
Kayyumlara karşı da mücadele ettik, haksızlıklara karşı da mücadele ettik.
Yürüdük ve bundan gurur duyuyoruz.
Şimdi bunu övünmek için anlatmıyorum.
‘Yürüdük, mücadele ettik.’ demek için anlatmıyorum.
Elbette ki yolumuz çok uzun, elbette ki daha uzun bir mücadeleyi birlikte yürüteceğiz. Bundan da korkmuyoruz, yılmıyoruz.
Ama bir şeyi muhakkak belirtmem gerekiyor.”

“BIÇAK KEMİĞE DAYANDI”
“Öyle bir yere geldik ki, bıçak kemiğe dayandı.
Bundan sonra ya hep beraber ya hiçbirimiz.
Öyle ‘kurtuluş’ diye bir şey yok.
Göreviniz ne olursa olsun…
İster belediye başkanı olun, ister milletvekili olun, ister bir siyasi partinin genel başkanı olun; kim olursanız olun, birbirimizin koluna girmeden bu düzeni değiştirme şansı yok.
Birbirimize omuz vermeden, bu adaletsiz, haksız düzenin hakkından gelme şansımız yok.
Bundan sonra güçlü ve erdemli bir dayanışmayı inşa edebilenler, Türkiye’nin aydınlık geleceğini inşa edecektir.
O yüzden bir kez daha diyorum ki: Ya hep beraber ya hiçbirimiz.”

“MİLLET İRADESİNİN YANINDA OLACAĞIZ”
“Birbirimizi yalnız bırakmak yok.
İşçi, memurun koluna girecek; memur, işçinin alın terine sahip çıkacak.
Birbirimizi geride bırakmak yok.
Sendikalıysanız, sendikasız olanın elinden tutacaksınız.
Bir öğrenci, ataması yapılmayan bir öğretmen sesini yükselttiğinde onun yanında olacaksınız.
‘Benim atamam yapıldı, banane.’ demeyeceğiz.
Türkiye’nin neresinde olursa olsun, bir belediyeye seçilmiş bir belediye başkanına kayyum atanırsa; hakkın yanında, adaletin yanında, milletin iradesinin yanında olacağız.
Başka türlü kazanma şansımız yok.”

“HER ŞEY GÜZEL OLUNCAYA KADAR MÜCADELE ETMEYE DEVAM”
“Yaşadıklarımızı görüyorsunuz.
19 Mart’ta, bu ülkenin demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçecek siyasi bir darbeyle hep birlikte karşı karşıya kaldık.
Saraçhane’ye, milletin iradesine, gençlere, kadınlara, o alın terine yine sahip çıktık.
Bu siyasi darbenin bedelini tüm Türkiye’ye ödetmeye çalışanlara karşı mücadele etmeye de devam edeceğiz.
Ne zamana kadar? Her şey çok güzel oluncaya kadar.
Her şey güzel olana kadar, bu meydanlardan, bu sokaklardan ayrılmak yok.
Hakkımızı alacağız.
Ne diyor hepimizin sevgilisi, kardeşi, yoldaşı, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu:
‘Hak yemem, hakkımı da yedirtmem.’ diyor.
Bizim kimsenin hakkında gözümüz yok.
Ama birisi de bizim hakkımıza göz dikerse, bir adım geri atarsak namerdiz.
Bir adım da geri atmıyoruz.
Şimdi diyorlar ki, efendim, yargı bir karar verecek. Şöyle olacak, böyle olacak. Deliller toplanacak, iddianameler hazırlanacak, bilmem ne olacak falan…”

“HEPİMİZİN ALIN TERİ, ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ BUHARLAŞTI!”
“Ben kendi görüşümü açık yüreklilikle sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yargı bağımsız olur mu, olmaz mı; onu bilmiyorum.
Ama bir ülkenin yargısından, Cumhuriyet’in yargısından beklediğimiz bir şey var:
Buraya, vicdana bağlı ol, adalete bağlı ol; başka hiçbir şeye bağlı olma.
Hiçbir çıkar gücüne, hiçbir çıkar çevresine ve hiçbir iktidarın arkasında hizalanma.
Bakın, 19 Mart’taki o siyasi darbenin, o siyasallaşmış yargının yaptığı darbenin bedelini ödüyoruz.
Sadece o günden sonra, bu ülkenin Merkez Bankası’ndan 45 milyar dolar; hepimizin alın teri, çocuklarımızın geleceği buharlaştı, gitti.
O günden sonra ‘faizi düşüreceğiz’ diyenler, 3,5 puan daha faizi artırdılar; hâlâ o faizin bedelini ödüyoruz.”

“YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ”
“Türkiye, bu iktidarın 23 yılında bütün alın terini, emeğini faize gömdü.
Eğer birlikte mücadele etmezsek, bu da devam edecek.
Bir gün gelecek; bu yolsuz ve haksız düzeni hep birlikte değiştireceğimize inanıyorum.
Gün uzun, önümüzdeki mücadele sert, yolumuz uzun ama pes etmek yok.
Birlikte başaracağız, birlikte kazanacağız.
Buradan hepimiz adına, hak adına, adalet adına, özgürlük adına, milletin iradesi adına Silivri’de bizim için bedel ödeyen değerli yoldaşım Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına saygılarımı, sevgilerimi iletiyorum.
Ve nerede olursa olsun, hiç kimsenin yalnız olmadığını bu meydanda bir kez daha belirtmek istiyorum.
Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.
Sonucunda her şey güzel olacak.
Biz kazanacağız, emek kazanacak, adalet kazanacak.”