haberler

Süt İçemeyen Çocuk Kalmasın İstiyoruz

Belediye Başkanımız Sayın Hasan Baltacı ‘Süt Kuzusu Projesi’ni başlattığını duyurdu.

Belediye Başkanımız Sayın Hasan Baltacı’nın ‘Bizim için en önemli ve en hayati proje’ olarak tanımladığı ‘Süt Kuzusu Projesi’ resmen başlatıldı. Süt içmeyen çocuk kalmaması hedeflenerek başlatılan Süt Kuzusu Projesi’nde konuşan Başkan Başkanımız Sayın Hasan Baltacı “Bir çocuğun yüzünü güldürmek bir anneye umut olabilmek bizim için her şeyden daha kıymetli.” ifadelerini kullandı.

Göreve geldiğinin beşinci ayında seçim sürecinde söz verdiği projelerden birini hayata geçirmiş olan Belediye Başkanımız Sayın Hasan Baltacı, bu süreçte belediyenin 505 milyon lira olan borcunun 125 milyonunu da ödediklerini belirtti. Başkanımız Sayın Hasan Baltacı “En kısa sürede belediyemizi bu borç sarmalından kurtaracağız” dedi.

Konuşmasında belediye bütçesi kullanılırken tercihlerin çok önemli olduğunun da altını çizen Başkanımız Sayın Hasan Baltacı, önümüzdeki süreç için Kastamonu Belediyesi’nin kaynaklarını halkın ve çocukların, gençlerin ve kadınların yararına kullanacağını yineledi.

Belediye Başkanımız Sayın Hasan Baltacı’nın, Süt Kuzusu Projesi’nin tanıtım toplantısında yaptığı konuşma şöyle:

YUVAMIZ KASTAMONU’DA SÜT İÇEMEYEN ÇOCUK KALMASIN İSTİYORUZ

Süt kuzusu projemizi sizlerle ve tüm Kastamonu ile paylaşmak istiyoruz. Her şeyden önce bu projeyi neden yapıyoruz bunun açıklamak isterim. Bu projeyi gerçekleştirmede birkaç tane amacımız var. Elbette ilk ve en önemli amacımız çocuklarımızın süte ulaşmasını sağlamak. Bu şehirde Yuvamız Kastamonu’da süt içemeyen bir tane dahi çocuk kalmasın istiyoruz.

İkincisi toplumsal dayanışmayı büyütmek istiyoruz. Birbirimizin elinden tutalım kimse yalnız kalmasın istiyoruz. Üçüncüsü de belediyemizin yani hepimize ait olan kaynakları ve yetkiyi halkımızın ve en çok da çocukların gençlerin ve kadınların hizmetine sunmak istiyoruz.

BİR ÇOCUĞU GÜLDÜRMEK, BİR ANNEYE UMUT OLMAK

Süt her çocuğun hakkıdır. Güçlü nesiller yetiştirmek, başarılı nesiller yetiştirmek bizim en öncelikli görevlerimizdendir. Bir çocuğun yüzünü güldürmek bir anneye umut olabilmek bizim için her şeyden daha kıymetli. Bunu başarabilirsek ne mutlu bize.

BİZ TERCİHİMİZİ, BU ŞEHİRDE YAŞAM KALİTESİNİ ARTTIRACAK PROJELERDEN YANA YAPACAĞIZ

Şunu belirtmekte fayda var. Siyaset öncelik ver tercih meselesidir. Size verilen bütçeyle, kaynakla neler yapacaksınız? Öncelikleriniz nedir? Tercihleriniz nedir? Bu bence siyasetin en önemli konusu…

Devleti yönetiyorsanız, devletin bir kurumunu yönetiyorsanız, halk size bütçesini emanet ettiyse, karar verme hakkı tanıdıysa tercihleriniz ve öncelikleriniz ön plana çıkıyor demektir.

Yani bir karar vermeniz lazım. Yetkinizi bütçenizi kimin için kullanacaksınız, hangi projeleri yapacaksınız. Bunlar siyasetin öncelikleridir.

Bizden önce bu belediyenin kaynaklarını reklam şirketlerine, hentbol takımı üzerinden birilerini maaşa bağlamaya harcanmıştı. Biz şimdi bu kaynaklarımızı çocuklarımıza süt dağıtmaya harcayacağız. Tercihimiz çocuklarımız olacak.

Bizden önce olduğu gibi siyasetin aparatı haline gelmiş TÜGVA gibi vakıf ve derneklere mi aktaracaksınız, yoksa her çocuk okul öncesi eğitimden yararlanabilsin diye kreşler mi açacaksınız?

Buradaki tercih önemli ve kritik bir tercih.

Bu şehrin rantını 3-5 müteahhidin, ailenin cebine mi sokacaksınız yoksa her gencimiz hayallerine ulaşabilsin diye ücretsiz etüt merkezleri mi kuracaksınız?

Buradaki tercih bizlere emanet olduğu için… Biz tercihlerimizi etüt merkezlerinden, süt dağıtımından, kreşlerden ve ilerde göreceksiniz bu şehirde yaşam kalitemizi arttıracak projelerden yana yapacağız. Halkımızın yanında olmaya devam edeceğiz.

EKONOMİK KRİZ GİDEREK AĞIRLAŞIYOR

Koşullardan bahsetmişken değinmekte yarar var. Hepimiz içinde yaşadığımız koşulların ne kadar ağır olduğunu hepimiz biliyoruz. Ekonomik kriz giderek ağırlaşıyor, yoksulluk giderek derinleşiyor ve yoksulluk yaygınlaşıyor.

Avrupa Eurostat verilerine göre Türkiye; 36 Avrupa ülkesi arasında gelir dağılımı eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke. Türkiye’deki servetin yüzde 40’ı sadece yüzde 1’lik mutlu azınlığın elinde.

Yüz yıllık cumhuriyet tarihi içerisinde 1’inci ve 2’inci dünya savaşı dahil olmak üzere Türkiye hiç böyle bir paylaşım şoku yaşamamıştı.

SOSYAL REFAHIN TESİSİ GİDEREK ZORLAŞIYOR

Hal böyle olunca kısa ve orta vadede sosyal refahın tesis edilmesi de giderek zorlaşıyor. Konumuzla ilgili olarak söylemek gerekirse; Genel seçimler öncesi yani Mayıs 2023’te yaklaşık 19 lira olan benzin ve mazotun litre fiyatı bugün 44 lirayı geçmiş durumda. Son bir yılda besi yemine yüzde 44, süt yemine yüzde 46 oranında zam gelmiş.

Resmi verilere göre Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 68’in üzerinde. Tabi çarşıya pazara çıktığınızda ihtiyaçlarınızı karşılamak istediğinizde gıda enflasyonunun yüzde 100’ün üzerinde olduğunu görebilirsiniz.

 

EZİLEN HER ZAMAN ÇOCUKLAR VE KADINLAR OLUYOR

Sütün raf fiyatı ise son 1 yılda yüzde 56 zamlanmış. İnsanımız emekli maaşıyla, asgari ücretle kirasını bile ödeyemez hale gelmiş. Tasarruf tedbirleri çıkartılmış olmasına rağmen israf almış başını gitmiş. Yolsuzluk dersen hesap soran yok.

Durum böyle olunca bu ağır koşulların altında en çok da çocuklar ve kadınlar eziliyor. Ekonomik kriz, gıda krizi ilk ve en fazla çocukları ve kadınları etkiliyor. Ezilen her zaman çocuklar ve kadınlar oluyor.

TÜRKİYE’DE HER 10 ÇOCUKTAN SADECE 3’Ü SÜT İÇEBİLİYOR

Diğer yaşamsal ihtiyaçlar bir tarafa birçok haneye ne et giriyor ne de süt giriyor. Bırakalım sağlıklı beslenmeyi, yapılan araştırmaya göre Türkiye’de her 10 çocuktan sadece 3’ü düzenli süt içebiliyor. Bu şu demektir Türkiye’de ki beslenme çağındaki çocukların yüzde 70’i düzenli süt içmekten mahrum.

TÜRKİYE’DEKİ EN YOKSUL ÜÇ İLDEN BİRİ KASTAMONU

Kastamonu’ya gelirsek nüfusunun büyük bir çoğunluğu emeklilerden, asgari ücret ile çalışanlarda, küçük esnaftan oluşuyor. Bu demektir ki ekonomik buhranın daha derinden hissedildiği illerden birisi.

Öyle ki sık sık rakamları çarpıtmakla eleştirilen TÜİK bile yaptığı araştırmada Türkiye’deki en yoksul üç ilin içinde Kastamonu’yu sayıyor. Türkiye Yüzyılı, büyüm rakamları, gelecek masalları derken Kastamonu yoksullukta zirveye doğru tırmanıyor.

SÜT PROJEMİZ BU AĞIR KOŞULLARDA ANLAM KAZANIYOR

Dolayısıyla süt projemiz bu ağır koşullarda biraz daha anlam kazanıyor. Bu ekonomik krizin sorumlusu biz değiliz. Bu derin ve yaygınlaşan yoksulluğun sorumlusu biz değiliz. Ama bir şeyden sorumluyuz. Koşullar ne olursa olsun halkımızdan sorumluyuz. Koşullar ne olursa olsun çocuklarımızdan sorumluyuz. Onun için bu süt kuzusu projesini inşallah bugün hayata geçirmek istiyoruz.

EN ÖNEMLİ VE EN HAYATİ PROJE

Tabi ki diğer bütün projelerimiz çok önemli ve değerli. Ama çocuklar için yapılan bu proje diyebilirim ki bizim için en önemli ve en hayati projelerimizden birisi.  Çünkü biz Yuvamız Kastamonu’nun herkese eşit ve adil imkânların sunulduğu bir kent olmasını istiyoruz. Ne olursa olsun başta çocuklar olmak üzere fırsat eşitliğinin olmasını istiyoruz. Hiçbir çocuğumuz hayata bir adım geriden başlamasın istiyoruz. Çünkü bütün çocuklarımız, “her çocuk bir evin umudu, geleceğin umududur” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emanetidir. O yüzden yatırımlarımızın en büyüğünü çocuklarımıza yapacağız.

 

 

ARTTIRDIĞIMIZ HER KURUŞU ÇOCUKLAR, GENÇLER VE KADINLAR İÇİN HARCAYACAĞIZ

Sağlıklı nesiller yetiştirmek istiyorsak güçlü nesiller yetiştirmek istiyorsak, evlatlarımızın çocuklarımızın eğitim hayatında iş hayatında başarılı olmasını istiyorsak onların sağlıklı beslenmesine katkı sunmak zorundayız. Ona da sütle başlamak zorundayız.

Burada bir mesele çok önemli. Belediye dediğin yol yapar, kaldırım yapar, park yapar, meydan yapar. Evet yapar, yapıyor yapacak da. Düne göre daha fazlada yapacağız.  Yol yapılır kaldırım yapılır park yapılır sular akar sokaklar temizlenir.  Ama bu şehirde Yuvamız Kastamonu’da tek bir çocuğumuzun mağdur olmasına asla izin veremeyiz.

Onun için arttırdığımız her kuruşu, bulabildiğimiz her bir bütçeyi başta çocuklarımız, gençlerimiz ve kadınlar için olmak üzere onlar için harcayacağımızı belirtmek isterim.

125 MİLYON CİVARINDA BORCU ÖDEMEYİ BAŞARDIK

Bu noktada şu hatırlatmayı yapmak istiyorum. 31 Mart’ta göreve geldiğimizde ilk yaptığımız tespitlere göre 505 milyon borç açıklamıştık. Bu borcun içinde muhasebeleştirilmeyen borçlarda vardı.

Doğalgazımız kesikti. Elektrik borcunu ödemedikleri için elektriğimiz neredeyse kesilmekle karşı karşıyaydı. Sonra bir SGK tartışması başladı. Ben şunu da hatırlatmak istiyorum. Daha bu konu gündeme gelmeden biz SGK borcumuzu ödeyebilmek için arkadaşlarımızla çalışmaya başlamıştık. Ama hemen arkasından bizden önceki dönemlerde biriken ve dahası bizden önceki dönemlerden istenmeyen SGK borçları ile ilgili ödeme emri geldi. Borç bizim borcumuz. Dünden kaldı demeyeceğiz ödeyeceğiz. Bizden sonrada borç biriktirmek gibi bir sorumsuzluğu yapmayacağız. Bu konuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Ama şunu herkesin bilmesi gerekiyor. Adil olan bu değil, hakkaniyetli olan bu değil. Adil olan çocuklara süt ulaştırmak. Biz adil olanı yapmaya devam edeceğiz.

5 aylık bir zaman zarfı içerisinde gerek yaptığımız tasarruflarla, gerek sağlamış olduğumuz mali disiplinle 125 milyon civarında borcu ödemeyi başardık.

En kısa zamanda belediyemizi bu kamburdan bu borç sarmalından inşallah arkadaşlarımızla birlikte kurtaracağımıza inanıyorum. Belediyeyi borç sarmalında patinaj yapan bir belediye değil, yatırım yapan, üreten, proje ortaya koyan bir belediye haline inşallah en kısa sürede getireceğiz.

HEDEF 500 AİLE

Süt kuzusu projesine gelirsek; Tabi bu şehirde süte ulaşamayan hiçbir çocuğumuz kalmasın istiyoruz. Ama arkadaşlarımızın yapmış olduğu ilk taramada 190 aileyi tespit ettik.

İlk etapta 2-5 yaş arasında çocuğu olan ailelerimize sütü ulaştırmayı hedefliyoruz. Ama kısa vadede hedefimiz ise 500 hane. Bu 500 haneye kısa sürede sütümüzü ulaştıracağız. Burada yapmak istediğimiz şu biz bir taraftan ihtiyaç sahibi aileleri belirlerken bir taraftan da talepleri toplamak istiyoruz. Bizim ulaşamadığımız aileler bize ulaşırsa inşallah onlara da sütü ulaştıracağız.

500 hane şu demek, ayda 4 bin litre, yılda 48 bin litre süt demektir.  Bu şehirde süt içemeyen bir tane çocuğumuz kalmayana kadar devam edecek.

FİNANSMANI TOPLUMSAL DAYANIŞMA İLE SAĞLIYORUZ

Buradan bir kez daha Kastamonulu hemşerilerime teşekkür ediyorum. Bu projemizin finansmanını da toplumsal dayanışma ile sağlıyoruz. Yani el ele vererek bu süt projesinin finansmanını sağlıyoruz. Projemize destek olan hemşerilerime de buradan teşekkürü bir borç biliyorum.

Her şey bir tarafa bu şehirde dayanışmayı ve yardımlaşmayı arttırmak gibi bir görevimiz var. İlk etapta sütü ulusal markalardan sağlayarak dağıtacağız. Sütün üretilmesinden, toplanmasına ve paketlenmesine kadar yerel bir zincir olsa da keşke bizde yerel üreticilerimizle çalışabilsek. Eğer bu konuda hem kamu kurumlarından hem de yerel üreticilerimizden adımlar atılırsa böylesi projelere de önderlik etmekten gurur duyarız. İnşallah ilerde yerel üreticiden sağlayacağımız sütleri çocuklarımıza ulaştırırız.

Bundan sonra kreşler gelecek, etüt merkezleri gelecek. Bu akşam belediye meclis toplantısında alacağımız bir kararla inşallah Nisan veya Mayıs ayında inşallah belediyemize yeni bir tesis kazandıracağız. Hızla Kastamonu’da yatırım yapan bir belediye haline geleceğiz.

TEŞEKKÜR

Bu çocuklar hepimizin çocukları. Onlar bizim evlatlarımız. Onlar bugün bizim sunduğumuz imkanla geleceği şekillendirecekler. Biz onlara bugün hangi imkanı sunarsak gelecekte öyle bir Türkiye ile karşı karşıya geleceğiz. Geleceği düşünen bu şehrin vicdanlı, adaletli yüreklerine sesleniyorum bu şehirde her bir çocuğumuzun elinden tutmak başta belediyemiz olarak hepimizin görevidir. Bu projenin hazırlanmasında bu aşamaya getirilmesinde başta Belediye Başkan Yardımcımız Eda Başkanım olmak üzere, kıymetli müdürümüz Ahmet Topçuoğlu ve ekibi olmak üzere arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Hanelerin tespitleri konusunda bize destek olan herkese teşekkür ediyorum. Sütü çocuklarımıza ulaştıracak arkadaşlarımıza da başarılar diliyorum.”